Bilimsel bir eser meydana getirilirken yararlanılan kaynaklara atıfta bulunmak ve kaynak listesi oluşturmak bilim etiğinin en önemli koşuludur. Hangi şekilde olursa olsun bilgiyi sunan birey sunduğu bilgiye ulaştığı kaynağı referans olarak göstermelidir. Başka araştırmacıların edindiği bilgiler ve ortaya koyduğu düşünceden fayda sağlanan tüm bilimsel eserlerde fayda sağlanan bilginin kaynağı, nerden alındığı açıkça belirtilmelidir (Oğuz,1999).
Bilimsel bir eser meydana getirilirken başvurulan kaynaklara atıfta bulunulmalıdır aksi takdirde bahsi geçen düşüncenin bilimsel eseri meydana getiren kişiye ait olduğu varsayılır. Kaynağa atıf yapılmasıyla birlikte bilginin gerçek sahibinin hakkı teslim edildiği gibi, araştırmacının kendi katkısının ne olduğu da açıkça gösterilmiş olur. Kaynağa atıfta bulunma eseri meydana getiren kişini fikirlerinin doğruluğunu destekleyen başka çalışmalar bulunduğunu ve karşı fikirleri de baz aldığını göstermektedir. Bu doğrultuda meydana getirilen eserin güvenirliği artmakta öte yandan bilginin doğruluğu ve tarafsızlığı açısından okuyucuya denetim olanağı yaratılmış olmaktadır.
Atıf, esas görevi, atıfta bulunan kişiyle atıf gösterilen metin arasında bir ilişki kurmak şeklinde ifade edilmektedir. Lakin intihali yalnızca faydalanılan referansa atıfta bulunulması gibi algılanması yanıltıcı olabilmektedir. Nitekim Plagiarism.org intihalin referans göstermek ve göstermeyerek iki farklı şekilde yapıldığını ifade etmektedir (Oğuz,1999).
Kullanılan kaynaklara nasıl atıf yapılacağı konusuna gelince; başkalarının düşüncelerine 2 farklı türde atıfta bulunulabilir. Bunların ilkinde özgün anlatım hiç değiştirilmeden aktarılır. Böyle yapılan aktarmaya alıntı atı verilmektedir. Bir alıntıya atıfta bulunmak için özgün kaynakta geçtiği şekliyle tırnak işareti içine alınır ve tırnak işaretinin kapatılmasının ardından ilgili kaynağa gönderme yapılır (Oğuz,1999).
Bu duruma örnek vermek gerekirse; Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim Sistemi’nin bozulması adlı bir bilimsel eser meydana getirirken İsmail Kara’nın 2005 yılında meydana getirdiği eserden direkt bir alıntı yapılıyorsa bu alıntı misal olarak;
“Osmanlı Devletinde eğitime devlet ve halk büyük önem ve değer verirdi. Mahalle mektebinde en üst medrese eğitimine kadar eğitim kurumlarını toplum sahiplenir ve vakıflar tarafından ihtiyaçları karşılanırdı. Devlet katında ve halk arasında ulemanın saygınlığı en üst seviyedeydi. Devlet içinde ilmiye, kalemiye ve adliye mensuplarının yetiştirilmesi medreseler kanalıyla yapıldığı gibi sosyal hayatta dini görev ve sorumluluk da ulamanın etki sahası içerisindeydi” (Kara, 2005).
Yukarıda bahsedilen örnekte görüldüğü gibi referans direkt olarak aktarıldığı takdirde metin tırnak içine alınarak tamamen başka birinin ifadelerinin olduğu gösterilmekte ve tırnak kapatıldığında bu özgün metinin kime ait olduğu gösterilmektedir.
İkinci aktarım yolundaysa özgün anlatım değiştirilerek aktarma yapılmaktadır. Kullanılan kelimelerin ve ifade şeklîlerinin değiştirilmiş olması bu bilgi ve fikrin başka birine ait olduğu gerçeğini değiştirmemek de metin içinde kaynağa gönderme yapılması muhakkak gerekmektedir.
Kendi anlatım tekniği ve ifadeleriyle aktarılan bilgiye atıfta bulunulurken metin tırnak içine alınmaz lakin metinin sonunda referans alınan kaynağa gönderme yapılır. Yukarıdaki gibi bir örnek vermek gerekirse;
Osmanlı’da eğitim ve öğretime hem yönetim hem halk nezdinde büyük ehemmiyet taşımaktaydı (Kara, 2005).
Yukarıda birebir alınan bilgi burada farklı kelimeler ve ifade türleriyle anlatıldığı için metin tırnak içine alınıp italik yapılmamış lakin yine de bilginin alındığı yere gönderme de bulunulmuştur.
KAYNAKLAR
Oğuz N.Y. (1999). Bilimsel Yayın Etiği. Klinik Psikiyatri, 2, 153-159.